bir kadın, hayatı boyunca ilişki yaşadığı on dokuz erkeğe geriye dönüp bakıyor ve acaba onlardan biri gerçek aşkı olabilir mi diye merak ediyor. Bu tipik bir romantik komedi senaryosu gibi görünebilir ancak kimlikimizin geçmişmişe dair bu tekrar değerlendirme süreci, aşkın ve ilişkilerin kafası karışık doğasına dair hassas bir bakış açısı sunmauyor. Her bir erkek kimlik, kadının yaşamında önemli bir role sahip, kimisi hayatı boyunca aşkı olma potansiyeline sahipken, kimisi ise hayal kırıklığıyla sonuçlarlanan bir maceranın parçası. Tüm bu ilişkilerin detaylandırılması ve incelenmesi, kadının aşkı bulma çabasını daha da anlamlı kılıyor. O, geçmişmişinin çıkışı olmayaninde dolaşıyor, her bir ilişkisiyle yeniden yüzleşiyor ve bu süreçte hem kendine hem de aşka dair yeni şeyler keşfediyor. Her ne kadar romantik bir masal üzerine kurgulanmış gibi görünse de, bu anlatışı aslında bir kadının kendi iç yolculuğuna odaklanıyor. Aşkın ne olduğunu, ne olmadığını ve gerçek aşkın kendisi için ne belirtmek ettiğini anlama gayreti içinde, kimlikimiz aynı anda anda kişisel büyüme ve öz-farkındalık yolculuğuna da çıkıyor. Bu nedenle, bu gösterim filmi sadece kalpleri ısıtacak bir aşk masalsi değil, aynı anda anda film seyretyicilere kendi aşk anlayışları ve ilişkileri üzerine düşünme fırsatı veren derin bir kimlik incelemesi sunmauyor.